Mehmet Salih AKGEYİK


Üç Harfle Kaybolan Çocukluk: LGS

Üç Harfle Kaybolan Çocukluk: LGS


Üç Harfle Kaybolan Çocukluk: LGS
Sessizce kalem oynatıyor minik eller... Gözlerinde yorgun bir azim, omuzlarında ise henüz taşımaya hazır olmadıkları kadar ağır bir yük var. Adına "Liselere Geçiş Sistemi" denmiş ama adıyla çelişen bir sistem bu. Çünkü bu sistemde ne geçiş kolay, ne de çocuklar liseye doğru adım atarken kendileri olarak kalabiliyorlar.

Ortaokul, aslında hayatın renklerinin tanındığı, kişiliğin serpildiği, insanın kendini ve dünyayı keşfe çıktığı o sihirli dönemdir. Ama biz ne yapıyoruz? O sihri bastırıp ellerine test kitapları veriyoruz. Oynayacakları oyunları, kuracakları hayalleri, keşfedecekleri duyguları ellerinden alıp yerine kaygı, stres ve bitmek bilmeyen deneme sınavları yüklüyoruz.

Çocuklar sabah ezanıyla kalkıyor, karanlıkta okula gidiyor, ardından etüt, özel ders, kurs… Sonra evde birkaç saat daha soru çözme mecburiyeti. Bir çocuk, bir gün içinde kaç saat çocuk kalabilir ki? Kaç dakika sadece hayal kurabilir, sessizce gökyüzünü izleyebilir ya da en çok sevdiği şeyle ilgilenebilir?

Adeta bir yarış pistindeyiz. Ve çocuklar, start çizgisine dizilmiş halde. Kim daha hızlı koşarsa o kazanacak deniyor. Ama bu yarışın sonunda herkes kazanamayacak. Çünkü bu yarış sisteminde başarı, sadece sınav sonucu ile ölçülüyor. Oysaki her çocuğun içinde başka bir cevher var. Kimi sözcüklerle dans eder, kimi rakamlarla barışık değildir ama resimle konuşur dünyayla. Kimisi sessizdir ama derin düşünür; kimisi kıpır kıpırdır ama öğrenme biçimi sıradandır. Ama bu sistem, hepsine aynı soruları, aynı sürede, aynı baskı altında sorar. Sonra da puanlarla kaderlerini çizer.

Unutuluyor: Çocuk dediğin her şeyden önce insandır. İç dünyası olan, duyguları olan, hayalleri olan, düşse de yeniden kalkmayı öğrenmesi gereken bir varlık. Ama biz onları test sonuçlarına göre değerlendiriyor, sıralıyor ve geleceğini bu puanlarla belirliyoruz. Bu yanlıştır. Ve bu yanlışı sürdürmek, sadece bir eğitim meselesi değil; bir vicdan meselesidir.

Bu sistem, çocuklarımızın kalbinde telafisi güç yaralar açıyor. Çünkü çocukken yaşanmayan çocukluk, bir daha hiçbir zaman geri gelmiyor. Çocukluk, bir kez kaybedildi mi, yerini hep eksik bir büyümüşlüğe bırakıyor.

Şimdi tam zamanı: Kendimize sormamız gerek…
Bu çocuklar gerçekten neye ihtiyaç duyuyor?
Puanlara mı, başarı sıralarına mı, yoksa anlayışa, sevgiye ve insanca bir eğitime mi?

LGS sınavına girecek tüm çocuklarımıza yürekten başarılar diliyorum. Ama daha önemlisi; çocukluğunu unutmadan, insan kalabilen bireyler olabilmelerini diliyorum.

Çünkü onlar birer yarış atı değil.
Onlar bizim en kıymetli emanetimiz:
Çocuklarımız…

M. Salih AKGEYİK

MOSSAD ajanları bir bir yakalanıyor

Hindistan ve Pakistan arasında savaş başladı

Nur_VAN Yemekçilik hizmette!

Güney Kıbrıs'ta yeni terör örgütü kuruldu!

Kim Jong-un ABD'ye açık açık meydan okudu

İsrail ateşkesi bozdu! Netanyahu can almaya devam ediyor

SDG ile Suriye hükümeti arasında 8 maddelik anlaşmada neler var?

Suriye karıştı çatışmalar alevleniyor! 71 kişi öldü

Fransa'dan nükleer silah hamlesi Tüm dünyayı tedirgin etti

İsrail hükümeti ateşkesi resmen onayladı